İznik'in İzinde...

Keşşaf Önder Alioğlu - Kişisel, WEB, Sosyal Medya, OUTDOOR, Mesleki Eğitim

OUTDOOR

İznik'in İzinde...

M.S. 325 yılında toplanan 1. Hıristiyan Konsil’inden, 1332 yılında  Osmanlı döneminin ilk medresesi Süleyman Paşa Medresesi’ne, oradan da günümüze kadar taşıdığı bir çok tarihi zenginlikleriyle bir açık hava müzesi tadındaki İznik’in izinde…

 

 

İznik tarihi ve kültürel dokusuyla tabiri caizse aklınızı başınızdan alacaktır. En güzel yanı ise sadece 1 buçuk saatte hızlı bir program ile kent hakkında genel bilgi sahibi olacaksınız.

Biz yolculuğumuza biraz zaman kazanmak için Gölcük / Kocaeli üzerinden gitmeye karar verdik. Bu sayede yaklaşık 1 buçuk saat erken gitme fırsatı ve Samanlı dağlarının muhteşem doğasını gözlemleme fırsatı bulduk.

 

Sırasıyla Selimiye, Lütfiye, Sofular, Senaiye, Sarıağıl ve son olarak Orhanye köylerini geçerek İznik – Orhangazi yoluna iniyoruz.

Toplam 50 km süren yolculuğumuz süresince 826 mt yüksekliğe çıktık. Yol kış aylarında dahi oldukça  iyi sadece bazı yerlerde bozuk köy yollarından geçmeniz gerekiyor.

Sık sık köylerden geçeceğiniz için motosiklet hatta bisikletle dahi rahatça ve güvenle bu rotayı kullanabilirsiniz.

Su durumu: Rota üzerinde bir çok temiz suyu kaynağı bulunmaktadır.

Harita:

 

Genel Özellikleri:

İznik, Türkiye'nin Bursa ilinin bir ilçesi ve ilçenin merkezi olan şehir. Adını şehirden alan İznik Gölü'nün doğu kıyısında, Bursa'nın kuzeydoğusunda yer alır. 2014 sayımı itibarı ile nüfusu 42.727'dır.

İznik adı, şehrin eski adı olan Nikea'dan gelmektedir. Dönemde yaygın bir dönüştürme kuralına göre Rumca adın önüne 'sur içinde' anlamında olan is eki getirilerek İsnikea adı Türkçede İznik olmuştur.

Tarihçe:

İznik'te ilk yerleşimin M.Ö. 2500 yıllarına uzandığı sanılmaktadır. M.Ö. 7. yüzyıl öncesinde burada kurulan yerleşime 'Helikare' denmekteydi. Makedonya İmparatoru Büyük İskender'in generali Antigonus tarafından M.Ö. 316 yılında kent Antigoneia adını almıştır.

İskender'in ölümünden sonra Antigonus ile general Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente, Antipatros'un kızı olan eşinin adını vererek şehir bu tarihten sonra Nikea (Yunanca: Νίκαια) adıyla anılmaya başladı. M.Ö. 293'te Bitinya Krallığı'na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir. Astronominin en önemli isimlerinden biri olan Hipparkos bu dönemde İznik'te doğmuştur. Bir süre Bitinya Krallığı'nın başkenti olan Nikea daha sonra Roma'nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürür.

325 yılı yazı başında Hıristiyanlık için çok önemli olan Birinci Konsül, İznik'de toplanmıştır. İmparator I. Konstantin'in da katıldığı toplantıda Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikea Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik metin bu Konsülden sonra kabul edilmiştir. 787 yılında İznik Ayasofya'sında VII. Konsül toplandı. Ayrıca VI. Haçlı Seferi sonucunda Bizans İmparatorluğu İstanbul'u kaybedince İznik'te Bizans Hanedan üyeleri tarafından İznik Latin İmparatorluğu kurulmuş ve bu imparatorluk daha sonra İstanbul'u fethederek Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmuştur.

1075 ile 1086 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devleti'ne başkentlik yapan Nikea; 1097 yılında, Birinci Haçlı Seferi sırasında gerçekleştirilen kuşatma sonrasında tekrar Bizans İmparatorluğu'na geçti. 1105 yılında tekrar Selçukluların kontrolüne geçen şehir, 1147 yılında bir kez daha Bizans egemenliğine girdi. 1328-1331 yılları arasında gerçekleştirilen kuşatma sonrasında Osmanlı Devleti tarafından ele geçirildi. Osmanlı idaresinde İznik; sanat, ticaret ve kültür merkezi oldu. Orhan Gazi Medresesinde birçok ünlü ders verdi. Davud-u Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik'te yaşadı ve eserler verdi. Osmanlı döneminin ilk cami, medresesi ve imareti İznik'te inşa edildi.

14., 15. ve 16. yüzyıllarda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir.

Coğrafya:
İlçenin yüzölçümü 753 km2, rakımı 85 metredir. Konum olarak Bursa ilinin Kuzeydoğusunda, İznik Gölü'nün doğusundadır. Bursa şehir merkezine 76 km uzaklıktadır. Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara bölümünde yer alır. Bölgede ılıman Marmara iklimi görülür. İdari olarak 1930 yılında Bursa'ya bağlandı.

İlçe 29-30' (Müşküle köyü batısı) ve 29-57' (Elmalı köyü doğusu) doğu boylamları ile 40-21' (Hisardere tepesi) ve 40-37' (Ayvaşa dağı) kuzey enlemleri arasındadır.

Peki nereleri gezebiliriz? İşte harikulade dokusu ve tarihi/kültürel mirasımız…

Kültürel Değerler:

İznik Kapıları:

İznik'te şehri bir haç işareti gibi bölen ve yerleşimi bu haç işareti şeklinde dizayn eden bir şehirleşme vardır. Bundan dolayıdır ki şehre 4 kapı açılmıştır.

·         Lefke Kapı

İstanbul kap ile benzerlik taşıyan kapı, üç girişli olarak yapılmıştır. Kentin 4 ana kapısından biri olan lefke kapı, günümüze kadar sağlam kalabilen kapılardan biridir.
Şehir kapıları roma imparatorları Vespasianus (69–79) ve Titus (79–81) dönemlerinde yaptırılmıştır.
Lefke Kapı Bizans döneminde de takviye edilmiştir. Şehrin içme suyu sarnıçları da bu kapıya bağlantılıdır. Ayrıca dış kapıda savaş figürleri de yer almaktadır.

·         Göl Kapı

Göl Kapı İznik surlarını çevreleyen dört ana kapıdan biridir. Ancak günümüze kadar ayakta kalamadığı için şekli hakkında yeterli  bir bilgi bulunmamaktadır. Muhtemelen Helenistik kent Roma İmparatorluk döneminde genişletilmiştir.

·         İstanbul Kapı

Üç ayrı ana kapıdan oluşan İstanbul Kapısı, Roma imparatorluğu zamanında yaptırılmıştır.123 yılında Hadrianus tarafından onarılmıştır. İç kapının iki tarafında erkek ve kadın figürlü masklar bulunmaktadır.Bu maskların o dönemde roma tiyatrosundan getirildikleri sanılmaktadır. İstanbul Kapısı dört ana kapıdan biri olarak ayakta kalabilen en önemli kapılardan biridir.

·         Yenişehir Kapı

İ.S 268–270 yıllarında Roma İmparatoru Claudıus tarafından yaptırılan kapı, ilçenin doğu tarafındadır.
En çok saldırılara maruz kapı olarak bilinir. Bizans imparatoru Aleksios Kommenos un kente ilk girdiği kapıdır. Yenişehir kapısı diğer kapılarda olduğu gibi üç salonlu olarak inşa edilmiştir.
70’li yıllara kadar kent girişi olarak kullanılan kapı daha sonra yan yolun açılması ile sadece küçük araç geçebileceği şekilde trafiğe kapatılmıştır. Kapı günümüzde de birçok tamir görmüştür.

Tarihi Yapılar:

·         Ayasofya Camii & Müzesi

İznik Ayasofya Camii, 1331 yılında Orhan Gazi'nin İznik'i fethinden sonra kılıç hakkı olarak Orhan Gazi'ye verilmiştir. İznik'in tam ortasında , surlarla çevrili kentin dört kapısından gelen yolların kesiştiği yerde inşa edilmiş olan yapıdır. 
Hıristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı 7. konsül 787 yılında bu kilisede toplanmıştır. 
6. YY.'da Justianus tarafından yeniden inşaa edilmiştir.

1331'den sonra Orhan Gazi camiye dönüştürmüştür. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde, Mimar Sinan bir mihrap ilave edip yan neflerde büyük kemer açıklıkları oluşturulmuştur. 
2007 yılında yapıda restorasyon çalışmaları başlatılmıştır.  Müze olarak kullanılan yapının tekrar camiye dönüştürülmesi için yapılan restorasyon çalışmaları tartışmalara yol açmıştır. Bir dönem müze olarak kullanılmış tarihi cami, 6 Kasım 2011 tarihinde, yaklaşık 90 yıl aradan sonra bayram namazının kılınmasıyla ibadete açıldı.

·         Roma Tiyatrosu

İznik’in güneybatısında, Saraybahçe veya Eski Saray denilen yerde, antik roma tiyatrosu bulunmaktadır. İznik surlarının 90 m. kuzeyindeki bu tiyatro, Anadolu’da ayakta kalmış tiyatroların en önemlilerinden birisidir. Roma İmparatoru Traianus (97-117) zamanında eyalet valisi Pilinius Csecillius Secunds (62-113) tarafından yaptırılmıştır. Vali Pilinius İmparator Traianus’a yazmış olduğu mektuplarda tiyatronun yapımının tamamlanabilmesi için 10 milyon sesterzene ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Bununla beraber bu ödenek de yeterli gelmemiş, ek ödenek de Romalılarca temin edilmiş ve tiyatro tamamlanmıştır. 

·         I. Murat Hamamı

İznik ilçe merkezinde, İstanbul Kapısına giden Atatürk Caddesi’nin doğu kenarında yer alan bu hamamın kitabesinin olmayışı ve yazılı kaynaklarda da yeterli bilgi bulunmamasından ötürü ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı konusunda çelişkiler bulunmaktadır. İzniklilerce Büyük Hamam, I.Murat Hamamı ve Eski Hamam isimleri ile anılan hamamın mimari yapısının incelenmesi sonucunda XIV.yüzyıl ile XV.yüzyılın başlarında yapıldığı anlaşılmıştır. Bu tarihler arasında Osmanlı tahtında Sultan I.Murat, Yıldırım Beyazıt, Çelebi Sultan Mehmet ve Sultan II.Murat bulunuyordu. 

·         Süleymanpaşa Medresesi

İznik Süleyman Paşa Sokak ile Maltepe Sokağın kesiştiği köşede, Selçuklu medrese mimarisinin etkisinde kalmadan yapılmış, özgün nitelikli ilk Osmanlı medreselerinden birisidir. Kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Ancak Sultan Orhan Gazi’nin büyük oğlu olan ilk Rumeli Fatihi Süleyman Paşa’nın ölümünden sonra babası Sultan Orhan Gazi tarafından düzenlenen 1361-1362 tarihli vakfiyesinde bu medreseden söz edilmiştir. Süleyman Paşa İznik’teki bu medrese dışında İznik’te ve Bender Yenişehir’de birer medrese daha yaptırmıştır. Medreseyi yaptıran Süleyman Paşa 1316-1317 yılında doğmuş, 43 yaşında bir av partisinde attan düşerek ölmüş, Gelibolu ve çevresinin fatihi olması nedeniyle Bolayır´a gömülmüştür.

·         Aziz Tryphonos Kilisesi

 

İznik’de bulunan bu kilisenin, Bizans İmparatoru II. Theodoros Laskaris’in emri ile Aziz Tryphonos onuruna 13. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Plan itibariyle İstanbul’daki Kariye Kilisesi’ne benzeyen yapının büyük bir kubbe ile örtülü olduğu ve yerde mozaik süslerinin yer aldığı tahmin edilmektedir.

·         Sarı Saltuk Türbesi

İznik’in doğusunda, Lefke Kapısına yaklaşık 300 m. uzaklıktaki Çandarlı Halil Hayreddin Türbesi yakınında bir bağ içerisindedir. Türbe İznik’in alınmasından sonra 1331’de yapılmıştır. 

Sarı Saltuk’un yaşamı ile ilgili bazı efsaneler bulunmaktadır. Bunlardan birine göre; asıl ismi Mehmet Buhari olan Sarı Saltuk, devrin ünlü hocalarından Hoca Ahmet Yesevi’den ders almış, Hacı Bektaşi Veli ile yakınlık kurmuş ve Orhan Gazi’nin sarayında bulunmuştur. Orhan Gazi tarafından 70 arkadaşı ile birlikte Balkanlar’a gönderilmiş ve orada bir çok yararlılıkları görülmüştür. Ölümünden sonra vasiyeti üzerine vücudu yedi ayrı parçaya bölünmüş ve yedi ayrı yere gömülmüştür. Bu nedenle Sarı Saltuk’un değişik yerlerde mezarları bulunmaktadır.Hıristiyan inanışına göre de Sarı Saltuk Aziz Nikalaos ile eşleştirilmiştir. 

·         İznik Müzesi

Sultan I.Murad’ın annesi Nilüfer Hatun’un adına, 1388 yılında İmarethane olarak yapılan Nilüfer Hatun İmareti, ters T planlı, XIV.yüzyıl Osmanlı mimarisi örneklerindendir. 1960 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır. 

İznik Müzesi´nde, tiyatro ve diğer arkeolojik kazılardan çıkarılan 2000´i aşkın arkeolojik eser, 300 sikke, 500 İznik çinisi ve seramiği ile 150 adet etnoğrafik eser sergilenmektedir. 

Tarihi Camiiler:

·         Yeşil Cami

Yeşil Camii (İznik) Osmanlı devrinde yapılan ilk camilerden. Adını minaresinde bulunan yeşil renkli çinilerden almaktadır. Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa tarafından 1378 yılında inşaası başlatıldı. Onun aynı yılda ölümü üzerine oğlu Ali Paşa 1392'de tamamladı. Mimarlığını Hacı Musa adlı bir Türk mimarı yaptı. Eser, mekanı tek kubbe altında toplama esasına dayanan Osmanlı cami mimarisinin ilk uygulamalarındandır. 

·         Şeyh Kudbettin Camii

İznik’in doğusunda, Müze Sokak ile Türbe Sokağı’nın birleştiği köşede yer alan Şeyh Kudbettin Camisi aynı zamanda Nilüfer Hatun İmareti ile yeşil Cami’nin batısındadır. Kudbettin Camisinin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir. Bu konuda bazı iddialar bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan bir vakfiyeye göre Çandarlı İbrahim Paşa tarafından 1491-1492 tarihlerinde yapıldığı sanılmaktadır. Bir başka görüşe göre cami ve türbe Çandarlı İbrahim Paşa’nın oğlu Halil Paşa tarafından 1453 yılından önce yaptırılmıştır. Şeyh Kudbettin İzniki’nin oğlu Mehmet Muyhiddin’in mezarının bulunduğu türbenin ve caminin 1418 yılından sonra yapıldığı bu konudaki bir başka iddiadır.Şeyh Kudbettin’in türbesinden ötürü de cami bu isimle tanınmıştır. 

·         Hacı Özbek Camii

İznik Çarşısı içerisinde bulunan bu camiye aynı zamanda Çarşı Mescidi ismi de verilmektedir. Halk arasında da Çukur Cami ismi ile tanınmaktadır. Erken Osmanlı devri mimarisinin en erken örneklerinden olan bu camiyi Hacı Özbek 1333-1334 yıllarında yaptırmıştır. 
Kare planlı olan bu yapının üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe 7.90 m. çapında olup, önünde çapraz tonoz ve ayna tonozlu, iki sütunlu bir son cemaat yeri bulunuyordu. Caminin dış duvarlarında bir sıra taş, üç veya dört sıra tuğla dizileri ile hareketli bir görünüm sağlanmıştır. 

·         Eşrefzade Rumi Camii

İznik’in kuzeydoğusunda, Eşrefoğlu Sokak ile Türbe Sokağı’nın kesiştiği noktada yer alan Eşrefi Rumi Camisi türbe, dergâh, zaviye ve hazireden oluşan bir yapı topluluğu idi. Eşrefoğlu Abdullah Rûmi (1353-1469) aslen Mekkeli olup, Bursa’da eğitim görmüş olup, Hacı Bayram Veli’nin önce müridi, sonra da damadı olmuştur. Bundan sonra da dergâhını İznik’te kurmuş, bunun yanına da camisini yaptırmıştır. 
Cami İznik’in Yunan işgali sırasında 1922 yılında yıkılmış ve yakılmıştır. Günümüze yalnızca bazı duvar kalıntıları ile minaresi ve haziresindeki mezarlar gelebilmiştir. Kitabesi günümüze gelememiştir. Ancak caminin banisi olan Eşrefoğlu Abdullah Rûmi’nin sandukası üzerindeki bir levhada “Haza kabr-i şerifi Kutb-ül arifin eşşeyh Eşrefzade Abdullah Rumi Kuddise sirruhu vefatı sene (H.874 - M.1469)” yazılıdır. Buna dayanılarak caminin Eşrefi Rûmi’nin ölümü 1469 olduğuna göre XV.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. 

·         Mahmut Çelebi Camii

İznik Mahmut Çelebi Mahallesi’nde, Ayasofya Kilisesinin yaklaşık 100 m. güneyinde olan Mahmut Çelebi Camisini, kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan II. Murad’ın kayınbiraderi, Çandarlı Halil Paşa’nın torunu Vezir Mahmut Çelebi 1442-1443 yılında yaptırmıştır. 

İznik’in Farkı:

·         Türkiye'nin her yerinden İznik’e birleşen yollar ile ulaşımı kolay.

·         İznik Gölü’nde, yüzmeden optimiste kadar her türlü su sporunun yanı sıra Sansarak Vadisinde tadına doyulmayan doğa güzellikleri eşliğinde doğa yürüyüşü (hiking) yapma imkanlarına sahipsiniz.

·         İznik Gölü’nde yetişen Yayın, Sazan, Sarı balık, Istakoz ve Gümüş balıklarının nefis lezzetini dünyada sayılı güzellikteki gün batımını izleyerek yiyebilirsiniz.

·         Bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bir çok eseri gün ışına çıkmış ve bir o kadarda gün ışına çıkarılmayı bekleyen doğal açık hava müzesi Konumundaki İznik’i gezerken hem heyecanlanacak, hem de hayranlığınızı gizleyemeksiniz.

·         Hıristiyan alemi için çok önemli olan, tarihteki 2 Konsil toplantısı da İznik’te gerçekleşmiştir.

·         Dünyanın en ünlü çinileri İznik'te yapılmış, yapımında kullanılan renklere günümüz teknolojisiyle dahi ulaşılamamıştır.

·         İznik’i çevreleyen 114 burçlu surların hemen hepsi ayaktadır ve uzunluğu 4.970 metre olup hala tarihin eski günlerinden muhteşem bir görüntü vermektedir.

Yanında Getir:

·         Göğüs ve bel destekli küçük bir sırt çantası (yiyecek, su ve kişisel ihtiyaçlarınızı karşılamak için)

·         Fotoğraf makinesi, video kayıt cihazı.

·         İznik haritası (İznik’te danışmadan alınabilir.)

·         Kullandığınız özel bir ilaç varsa yanınızda bulundurunuz ve bunlar hakkında tur liderini ve arkadaşlarınızı bilgilendiriniz.

Keşşaf Notu:

·         Gezi esnasında pozitif bir ruh halinde olmanın size çevrenizi daha iyi gözlemleme ve etkinlikten daha fazla zevk almanızı sağlayacağını unutmayın.

·         Sabah iyi bir kahvaltı yapmak geziye daha iyi başlamanızı sağlayacaktır.

·         Her anı fotoğraflamaya çalışmaktansa anı yaşamaya ve keyif alamaya çalışın.

·         Attığınız her adımda tarihi, dokunduğunuz her yerde kültürü ve işittiğiniz her sesi hissedin! 

Not: Etkinlik duyuruları için Keşşaflar’ı ziyaret ediniz.